Serebral Lateralizasyon ve Menar Mental AritmetikDr. Alparslan EYÜPOĞLU
XIX. yüzyılın ortalarında Fransız nöroşirurji uzmanı Paul Broca’nın, ölen bir hastasının beynini incelemesi ve beyinde dil ile ilgili bir alan saptaması, serebral lateralizasyon çalışmalarında dönüm noktası olmuştur. Bu hasta, kendine söylenen her şeyi anlamasına ve herhangi bir ağız ya da dille alakalı rahatsızlığı olmamasına rağmen, “tan” hecesinden başka hiçbir ses çıkaramıyordu. Broca, yaptığı otopsi sonucunda beynin sol alt frontal lobunda ciddi bir lezyon tespit etti. Buradan hareketle, benzer rahatsızlığı bulunan 8 hastasını daha inceledi ve benzer hasarı hepsinde tespit ettikten sonra şu meşhur cümlesini söyledi: “ Bizler sol hemisfer ile konuşuyoruz” (Broca 1865: 384). Broca alanı, belirli bir fonksiyonla eşleştirilmiş tespit edilen ilk beyin bölgesi olmuş ve ilerleyen yıllarda yapılacak serebral asimetri çalışmalarına öncülük etmiştir. Resim 1’de Broca alanı görülmektedir.
Resim 1: Broca alanı
Serebral lateralizasyon konusunu anlayabilmek için, fazla detaya girmeden kabaca beynin yapısına ve fonksiyonlarına bakmak yararlı olacaktır. Beynin anatomik yapısı temel olarak beyin yarıküreleri (hemisferler), orta beyin, beyincik ve beyin sapından oluşmaktadır. Resim 2’de görülen sol ve sağ yarıküre, üst düzey işlevleri kontrol eden ve “lop” dediğimiz 4 bölüme ayrılmıştır: frontal lob, parietal lob, oksipital lob ve temporal lob. Sol ve sağ yarıküre “corpus callosum” denilen sinir lifi ile birbirine bağlanır. Anılan lobların her birinin farklı işlevleri yerine getirdiği birçok klinik çalışmayla ortaya konulmuştur: Frontal loblar temel motor alanları olup, konuşma, planlama, problem çözme, sosyal davranışlar, kendine güven ve otokontrol gibi bilinçli faaliyetlerden sorumludur. Görsel algılama ve yorumlama işlevi oksipital loblarda işlenir; ayrıca yazılı kelimelerin neyi gösterdiği de bu loblarda anlam kazanır. Temporal loblar temel olarak hafıza ve duygularla alakalıdır; ayrıca ses ve kokuların algılanması da bu loblar tarafından gerçekleştirilir. Beynin diğer kısımlarından gelen tüm mesajlar ve duyumlar parietal lobda yorumlanır, bu duyumlar arasında ilişkiler kurulur ve hafızaya depolanır. Ayrıca, sıcaklık, acı ve dokunma gibi hislerin yorumlanması; şekil, ebat ve yön algılamasından da parietal loblar sorumludur. Özelliklerini kısaca belirttiğimiz bu 4 lob, beynin her iki yarıküresinde de bulunmaktadır. Resim 2: Sol ve sağ hemisfer (yarıküre)
Resim 3: Yarıküreler üzerindeki loblar Kognitif nörobilimler alanında serebral lateralizasyon, “beynin sağ ve sol hemisferleri arasında anatomik ve fonksiyonel farklılaşma olarak tarif edilir (Pençe 2000: 120). Bir başka deyişle, birtakım sinirsel fonksiyonların yerine getirilmesinde beynin sağ ve sol yarıkürelerinin kendine özgü yetenekler kazanmış olması ya da beynin bir yarıküresinin aksi taraftaki vücut bölgesi üzerindeki motor ve fonksiyonel baskınlığıdır. Serebral lateralizasyonun kognitif sonuçları, beynin sol ve sağ yarıkürelerinin farklı alanlarda uzmanlaştığına işaret eder. Örneğin Broca alanı sol hemisfere leteralizedir. Bu kapsamda yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar ışığında beynin sol ve sağ yarıkürelerine atfedilen işlevler şu şekilde özetlenebilir: Sol yarıküre (hemisfer): Soyut ve analitik sistemde çalışır. Mantık, matematik ve dil ile ilintili işlevlerde branşlaşmıştır. Bir şeyleri saymak, sıralamak ve kategorize etmek gerektiğinde üstündür ve soyut sembolleri kullanır. Çalışma sistemi lineerdir, kavramları ve düşünceleri belli bir düzen içinde sıralar ve tümevarım prensibini uygular. Vücudun sağ tarafını kontrol eder. Sağ yarıküre (hemisfer): Somut ve sentetik sistemde çalışır. Deneye, önseziye ve kıyaslamaya dayalıdır. Bütüne bakar ve tümdengelim prensibini benimser. Görsel, boyutsal ve duyuşsal alanda üstündür. Çalışma sistemi lineer değildir. Kavramları ve düşünceleri bir düzene göre tasnifleyip işlemekten ziyade bütüne baktığı ve hayallerin etkisinde olduğu için fotoğrafik öğrenme ve algılama sağlayarak daha kısa sürede ve kalıcı öğrenmeyi etkiler. Vücudun sol tarafını kontrol eder. Beyindeki karmaşık aktiviteler, nöron adı verilen sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişimiyle gerçekleşir. Nöronlar, Resim 4’de görüldüğü şekilde 3 bölümden oluşur: 1. Hücre gövdesi; 2. Dendritler: Hücre gövdesinden çıkan uzantılar şeklinde olup, başka sinirlerden gelen uyarıları alarak reseptör görevi yaparlar; 3. Akson: Hücre gövdesinde oluşan uyarıları ve sentezlenen maddeleri diğer nöronlara veya efektör organlara ileten tek ve uzun çıkıntıdır. Birbiriyle iletişime geçmek isteyen iki nöron arasında (bir nöronun aksonuyla diğer nöronun dendriti arasında) “sinaps” dediğimiz boşluk alanı vardır. Bundan dolayı, bir nöron diğer bir nöronla bağlantı kurabilmek için, aksiyon potansiyelini elektriksel ya da kimyasal aktivite ile diğer nörona ulaştırmak suretiyle bu sinaps alanını aşar ve bu şekilde nöronlar arasında “sinaptik bağlar” oluşur.Buradan hareketle denebilirki İnsan ne kadar fazla zihinsel aktivitede bulunursa beyninde o kadar fazla sinaptik bağ oluşacaktır. Diğer taraftan, beynimizin orta beyin bölümünde yer alan “hipokamp” (hippocampus) hafızanın merkezidir ve geçici belleğe alınan bilgilerin kalıcı belleğine kaydedilmesinde rol oynar. Hipokamp, bilgileri önem sırasına göre tasnifleyerek, sinaptik bağların zayıf ya da kuvvetli olmasında etkili olur. Beynin sağ hemisferinin işlevlerinden kaynaklanan ve duyuşsal alana hitap eden bilgilere daha yüksek önem derecesi vererek daha kuvvetli sinaptik bağların oluştuğu ve öğrenmenin daha kalıcı olduğu birçok çalışmada ortaya konmuştur. Bu olayı gündelik yaşamımızdaki deneyimlerimizden bile kabaca gözlemleyebiliriz. Örneğin, korku ya da sevinç gibi duygularımızın çok yoğunlaştığı bazı durumlarda gerçekleşen olayları ve söylenen sözleri yıllar geçse bile unutmadığımıza çok zaman şahit oluruz. Mesela, “tanıştığımız ilk gün üzerinde mavi pantolon vardı”, “ölmeden birkaç dakika önce bana şunu şunu söylemişti” gibi cümleler duyuşsal alana hitap ettiği için zor unutulurlar. İçinde şekil, renk, boyut, nükte gibi duyuşsal öğelerle barındıran bir alışveriş listesini daha çabuk ve kalıcı bir şekilde ezberleyebilmemiz bu etkiden kaynaklanmaktadır. Resim 4: Nöronun yapısı ve sinaps <
Sağ ve sol yarıküre arasında, başta corpus callosum olmak üzere birkaç aracı yapı sayesinde kesintisiz bir iletişim ağı vardır ve birinde gerçekleşen bir aktivite diğerine anında iletilir. Bu bizi şu sonuca ulaştırır: Bireyin toplam zihinsel kapasitesi, beyninin her iki yarıküresinin kapasitelerin toplamı kadardır ve yarıküreler arasındaki ilişki ne kadar yüksek düzeydeyse kişinin zihinsel gelişimi o kadar dengeli ve yüksek olacaktır. Dolayısıyla zihinsel gelişimi hedefleyen eğitim programları her iki yarıküreye de hitap ettiği müddetçe daha etkili olacaklardır. Tüm bu bilgiler ışığında, zeka kapasitesinin ve hafıza gücünün artması için: 2.Matematik gibi lineer ve analitik kavramları işleyen sol hemisferin çalışmalarının, görsel ve sentetik kavramlarla uğraşan sağ hemisfer tarafından desteklenmesi, 3.Sol ve sağ hemisferlerin birlikte çalışması ve aralarındaki iletişimin üst düzeye çıkması gerekir. Yukarıda belirttiğimiz 3 hedefe ulaşmada MENAR Mental Aritmetiğin rolü nedir? Abaküs mental aritmetik eğitiminin klasik matematik eğitiminden en belirgin farkı kullanılan göstergeler sisteminin farklı olmasıdır. Klasik matematik eğitiminde göstergeler sistemi 0’dan 9’a kadar 10 tane sembolden oluşur ve lineerdir. Abaküs mental aritmetik eğitiminde ise sadece 1 ve 5’i işaret eden iki simge vardır ve bunlar görsel, bütüncül ve somut bir şekilde sistematize edilmiştir. Bu özelliklerinden dolayı, 10 farklı sembolle gerçekleştirilen lineer aritmetik işlemler beynin sol hemisferine hitap ederken, abaküs mental aritmetik işlemler beynin her iki hemisferine de hitap ederek daha kuvvetli sinaptik bağlarla, çabuk ve kalıcı öğrenimi ve zihinsel gelişimi sağlamaktadır. Son yıllarda çift-el kullanımı daha ön plana çıkmakla birlikte, Abaküs kullanımında yöntem konusunda literatürde tek-el veya çift-el metodunu benimseyen ekoller vardır. Yukarıdaki 1. ve 2. maddelerde belirtilen faydalara ulaşmada tek el ve çift el yöntemlerinin her ikisi de başarılı olabilirler, fakat Çift-el yöntemiyle Menar Mental Aritmetik eğitiminin asıl ve en önemli farkı 3. maddede belirtilen faydaya ulaşmada ortaya çıkmaktadır. (Sol ve Sağ Hemisferlerin birlikte çalışması ve aralarındaki iletişimin üst düzeye çıkması ) Bu durum, Serebral lateralizasyonun doğal bir sonucu olan, sağ hemisferin vücudun sol tarafından, sol hemisferin ise vücudun sağ tarafından sorumlu olmasından kaynaklanmaktadır. Bu kapsamda, sağ el sol hemisfer tarafından, sol el ise sağ hemisfer tarafından kontrol edilir. Çift-el Menar Mental Aritmetik eğitimi esnasında sol el ile yapılan hareket sağ hemisferde, sağ el ile yapılan hareket ise sol hemisferde işlenmektedir. Böylelikle soyut işlemler dizgesi şeklinde olan ve sadece sol hemisfere hitap eden klasik aritmetik eğitimi, Çift-el Menar Mental Aritmetik eğitimi sayesinde her iki yarıküreye de uyaranlar göndermek suretiyle kuvvetli sinaptik bağlar oluşturmakta, çabuk ve kalıcı bir öğrenim sağlamakta ve zihinsel kapasiteyi artırmaktadır. KAYNAKLAR Broca, P. (1865). Sur la faculté du langage articulé. Bulletin de la Société d'Anthropologie, 6, 337-393. Juan de Mendoza, J.-L., Grosso D. (1984). Spécialisation hémisphérique et mémoire des mots: effets d'une tâche interférente. In: L'année psychologique. vol. 84, n°1. pp. 9-20. Kolb, B. , Whishaw, Ian Q. (2002). Cerveau et comportement. Éditions De Boeck Université. Pençe, S. (2000). Serebral Lateralizasyon. Van Tıp Dergisi: 7 (3): 120-125. http://lecerveau.mcgill.ca/flash/index_d.html http://ici.cegep-ste-foy.qc.ca/profs/gbourbonnais/pascal/fya/sysnerveux/indexnerv.htm Dr. Alparslan Eyüpoğlu İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ’nde yüksek lisans, GAZİ ÜNİVERSİTESİ FRANSIZCA ÖĞRETMENLİĞİ bölümünde yüksek lisans ve HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ FRANSIZ DİLİ EĞİTİMİ bölümünde doktora eğitimini tamamlamış olup, TÜBİTAK yurtdışı araştırma bursu kazanarak Kanada LAVAL ÜNİVERSİTESİ’nde “Dilsel Aktiviteler üzerine Disiplinler arası Araştırmalar Merkezi (CIRAL)” bünyesinde misafir araştırmacı olarak dilbilim alanında bilimsel çalışmalar yapmıştır. |